Depresyondan tam işlevsel iyileşme sağlanması sürecinde, erken dönemde tedaviye yanıt eksikliği günlük klinik uygulamada aşağıda belirtilen türden ikilemlere neden olmaktadır. Hangi noktada tedavi seçenekleri yeniden gözden geçirmeliyiz? Tedavi dozunu arttırmalı mıyız, tedavi yöntemini değiştirmeli miyiz veya tedaviye ek bir ilaç mı eklemeli miyiz? Bu konuların ele alındığı 2021 Sanal EPA (Avrupa Psikiyatri Birliği) Uydu Sempozyumunda, depresyondan iyileşme sağlanması sürecinde kişiselleştirilmiş hedefleri esas alan bir yaklaşım da ilk kez tanıtılmıştır.
Majör depresif bozukluğu (MDD) olan hastalarda yanıt yokluğu veya eksikliği ile ilgili önemli sorunlar İtalya’nın Siena şehrindeki Siena Üniversitesi Tıp Merkezinden Sn. Andrea Fagiolini tarafından ele alınmıştır.
MDB’de erken dönemde tedaviye zayıf yanıt alınması hastalığın kronikleşmesine neden olabilir4
Birkaç husus nispeten açıktır. Bazı hastalar, 7-10 gün kadar kısa bir süre sonra antidepresan tedavisine yanıt verirken1,2, diğer çoğu hasta bu kadar kısa sürede tedaviye yanıt vermez ve 2 ila 4 haftalık bir süre içerisinde tedavinin herhangi bir klinik faydasının gözlemlenmemesi, tedaviden istenilen sonucun elde edilemeyeceğinin bir habercisi olarak kabul edilir.3 Peki, hastanın tedaviye zamanında ve tam yanıt verme şansını arttırmak için ne yapabiliriz?
Prof. Dr. Fagiolini, birçok açıdan ilgili kanıtların sınırlı olduğunu ve bazı kılavuzlarda tedaviye zamanında ve tam yanıt alınamadığı durumlarda doz artışının, tedaviye tedaviyi güçlendirici ilaç eklenmesinin ve kombine tedavilerin uygulanmasının önerilmesine rağmen, bu yaklaşımların olumsuz etkilerine dair kanıtların da mevcut olduğunu söylemiştir. 5–8 Örneğin, söz konusu yaklaşımlarla birlikte tedavi uyumsuzluğunda da artış görüldüğüne dair raporlar vardır.
Öte yandan, tedaviye kısmi yanıt alınabilen hastalarda, mevcut tedavinin belirli reseptörlerde aditif veya sinerjistik etkiler içeren çoklu hedeflere sahip antidepresanlarla değiştirilmesi önerilmiştir.9,10
“Öncekinden daha iyi ama iyiden daha kötü”
Kuveyt’teki Kuveyt Üniversitesi’ni ve Kanada’da Ontario’daki Toronto Üniversitesi’ni temsil eden Prof. Dr. Mohammad Alsuwaidan tedaviye kısmi yanıtı tanımlamak için “öncekten daha iyi ama iyiden daha kötü” ifadesini kullanmıştır.
STAR*D (Depresyonun Etkilerinin Azaltılmasına Yönelik Sıralı Tedavi Alternatifleri) çalışmasına göre, hastaların yarısı başlangıç tedavisine yeterince yanıt vermemektedir. 11,12 Buna paralel olarak, kalıntı depresyon semptomları olan hastalarda hastalığın nüksetmesi ihtimali, tam iyileşme gösteren hastalara kıyasla üç kat daha fazladır.13
Sağlık uzmanları, hastaların remisyon aşamasında iken duygudurum, fiziksel ve bilişsel alanlarda gösterdikleri semptomların sıklığını hafife alma eğilimindedirler.14 Diğer taraftan doktorlar ve hastaları arasında hastalıktan iyileşmenin ne anlama geldiği konusunda da genelde görüş ayrılığı söz konusudur. Örneğin, klinisyenler olumsuz duyguların giderilmesini iyileşme sağlandığının en önemli göstergesi olarak değerlendirirken, hastalara göre iyileştiklerinin en önemli göstergesi için anlamlı bir yaşama geri dönüyör olabilmeleridir.15
Depresyondan iyileşme sağlanıp sağlanmadığını derğerlendirilmesinde Depresyondan Kurtulma Hedefleri Ölçeği’nin kullanılması hasta merkezli bakımın bir bileşeni olabilir
Kişisel hedeflerin belirlenmesi ve teşvik edilmesi
Bu arka plan göz önüne alındığında, bir depresyon hastasının geri kazanılması planlanan işlevsellik düzeyine yönelik olarak kaydettiği ilerlemeyi izlemenin yeni bir yolu olarak Depresyondan Kurtulma Hedefleri Ölçeği’nin (GAS-D) kullanılması yararlı olacaktır.16 Bireyselleştirilmiş hedefler, bir hastanın depresyon deneyiminin ve bu depresyonların hastanın yaşamı üzerindeki etkisinin hasta ve doktor tarafından ortaklaşa bir şekilde tartışılmasıyla belirlenir.
Prof. Dr. Alsuwaidan, GAS-D ölçeğinin kullanıldığı MDB'li 122 hastada yakın zamanda yapılan bir tek kollu çalışmada, çoğu hastanın antidepresan tedaviye başladıktan sonraki 12 hafta içerisinde kişiselleştirilmiş iyileşme hedeflerine ulaştığını söylemiştir.16
Bu merak uyandıran sempozyuma katkıda bulunan bir diğer bilim adamı olan Avustralya’daki Sidney Üniversitesi Beyin ve Zihin Merkezinden Sn. Nick Glozier, kalıntı semptomlar ve kısmi iyileşme yaygın olduğu ve her ikisi de uzun vadede daha kötü prognoza katkıda bulunduğu gerçeği göz önüne alındığında, tedaviye kısmi yanıt veren MDB hastalarına yönelik olarak en iyi tedavi yollarının belirlenmesi konusunun araştırmaların odak noktasını teşkil etmesi gerektiğini söylemiştir.
İlgili olarak Sn. Glozier, belirli biyolojik hedeflerde aditif veya sinerjistik etkiler içeren çoklu hedeflere sahip antidepresanların kullanılmasının tedavinin etkinliğinin ve tolere edilebilirliğinin arttırılması bağlamında çekici bir strateji olduğunu öne sürmüştür.17
2021 Sanal EPA (Avrupa Psikiyatri Birliği) Uydu Sempozyumuna yönelik mali eğitim desteği H. Lundbeck A/S tarafından sağlanmıştır.