Tedaviye Dirençli Şizofreni

Şizofrenili hastaların yaklaşık ⅓ ü tedaviye yeterince yanıt vermemektedir ve bu hastalar ailesel, sosyal ve iş yaşamında belirgin işlevsellik kaybı yaşamaktadırlar. Düşük premorbid sosyal işlevselliğin, tedavisiz geçen psikoz süresinin, erken başlangıç yaşının, madde kullanımının, erkek cinsiyetin ve ailede şizofreni olmasının dirençli şizofrenide dirençli olmayan şizofreni hastalarına göre daha sık görüldüğü rapor edilmiştir. Ayrıca yapılan çalışmalar tedaviye dirençli şizofreni hastalarının dirençli olmayan hastalara göre daha fazla bilişsel işlev bozukluğu gösterdiğini bildirmiştir (Nucifora ve ark., 2019). Tedaviye dirençli şizofreni hastalarının özellikleri ile ilgili en kapsamlı çalışma Danimarka sağlık verilerinin işlenmesi ile yapılmış olan bir çalışmadır. Bu çalışmada tedaviye dirençli şizofreni hastalarında komorbid kişilik bozukluğu tanısının ve intihar girişimlerinin dirençli olmayan hastalara göre daha fazla olduğu rapor edilmiştir (Wimberley ve ark., 2016). 

Tedaviye dirençli şizofreni hastalarında birbirleri ile tutarlı bazı nörogörüntüleme bulguları mevcuttur. Bunlar özellikle frontal bölgede görülen gri madde azalması, artmış beyaz madde volümü, azalmış striatal dopamin sentezi, ve anterior singulat kortekste artmış glutamat konsantrasyonudur (Mouchlianitis ve ark., 2016; Nakajima ve ark., 2015). Striatal dopamin sentezinin antipsikotik tedaviye yanıt için bir gösterge olabileceği ileri sürülmüştür. Antipsikotik ilaçlara yanıt için bu bölgedeki dopaminerjik reseptörlerin yaklaşık yarısının bloke edilmesinin gerekli olduğu düşünülmektedir. Tedaviye dirençli şizofreni hastalarında ilaçlarla bu reseptörlerin neredeyse %95 inin bloke edilmesine rağmen yine de tedaviye yanıt alınmadığı bildirilmiştir. Bu durum bu hastalarda dirençli olmayan hastalara göre farklı patofizyolojik mekanizmalar olabileceği düşüncesini gündeme getirmektedir. Bu hastalarda daha ön planda olan bozukluk dopaminerjik sistemden ziyade glutamat sistemi ile ilgili olabilir.

Tedaviye dirençli şizofrenide FDA onayı almış olan tek ilaç klozapindir. Klozapin bu hastalarda pozitif semptomların yanı sıra yaşam kalitesinde de iyileşmelere neden olmaktadır. Ayrıca bu hastalarda intihar girişimlerini ve saldırganlığı azalttığı da gösterilmiştir. Tedaviye dirençli şizofrenide EKT (Elektrokonvülsif terapi)’nin de ekleme tedavisinde etkili olabileceği ile ilgili bazı kanıtlar mevcuttur (Nucifora ve ark., 2019).

Tedaviye dirençli şizofreninin şizofreninin bir alt tipi olup olmadığının belirlenmesi önemlidir. Bu durum klinisyenlerin bu hastalara yaklaşımını değiştirebilir. Dirençli şizofreninin prediktörlerinin gelecek çalışmalarda konu alınması, bu hastalarda klozapin kullanımı gibi dirençli hastalarda uygulanacak tedavi stratejilerinin daha erken başlanmasını sağlayabilecektir.

Kaynaklar

Mouchlianitis E, Bloomfield MA, Law V, et al. (2016). Treatment-resistant schizophrenia patients show elevated anterior cingulate cortex glutamate compared to treatment-responsive. Schizophr. Bull 42, 744–752.

Nakajima S, Takeuchi H, Plitman E, et al. (2015). Neuroimaging findings in treatmentresistant schizophrenia: a systematic review: lack of neuroimaging correlates of treatmentresistant schizophrenia. Schizophr. Res 164, 164–175.

Nucifora FC Jr, Woznica E, Lee BJ, et al. (2019). Treatment resistant schizophrenia: Clinical, biological, and therapeutic perspectives. Neurobiology of disease131, 104257.

Wimberley T, Støvring H, Sørensen HJ, et al. (2016). Predictors of treatment resistance in patients with schizophrenia: a population-based cohort study. The lancet. Psychiatry3(4), 358–366.

Prof. Dr. Selim Tümkaya